6 Haziran 2011 Pazartesi

The War of Arh+


book of blood

NOT: Bu yazıyı okurken arka fonda parantez içindeki linkleri dinleyiniz
Arh+ }

Gecen sene bu zamanlar.. gecenin en dingin olduğu anlar.. Gün içinde çok fazla şekerli şey tüketmenin berabrinde getirdiği zihin açıklığı, öyle bir ilhama dönüştü ki tarif edilemez tanrılıkta bi yaratıcılık hissediyordum.. Nasıl kendime hayranım,, nasıl bi Einstainım o an.. Ve işte bu kendime böbür böbür sessizlikte kapalı olan gözlerimin karanlığına neon ışıklarla beni dünyanın tek hakimi yapıcak sihirli formulü yazıyordum.. Ice Age' te meşe palamutu bulmuş sincap gibiydim.. formulün arasında uçuşuyor, süzülüyordum, harflerin işaretlerin, X'lerin Y'lerin içinden geçiyordum adeta.. okadar kendimden eminim ki her gün yatağımda nobel kazanan bir denklem virtiözü gibiyim. Derken ilk şok dalgası çarptı.. !.. Sonsuzluğun içinden gelen o dayanılması mümkün olmayan çınlama beni süblümleştirdi sanki.. Superman sevdiği kadını tam kurtaracakken ortaya çıkan kryptonite taşı gibi o ses bütün doğa üstü güçlerimin anasını hamişinanaypipi.. Evet bu 'O'idi.. Benim bu kainattaki en büyük düşmanım.. ezeliì Kenan Birkan'ım.. kabusum.. Kim bilir kaç sezondur nefret ediyorum ondan.. On Hitler gücünde köpkötü bir adam oluyorum anında.. Beni bu soykırım hissiyle bezeyen yaratık belkide benden 10.000 kat daha küçük.. Güneş ile Ay arasındaki fark kadar.. haftada bir kestiğim serçe parmak tırnağımdan bile daha hafif.. Bu düşmanla beyfendi gibi duello bile yapılamaz.. Manda gibi de güreşilemez.. Bu savaş, tıpkı iki usta ninja sisler içinde hünerlerini sergiliyormuşcasına, adeta destansı bir efsane! Ve şuan bu savaşın kaldığı yerden devam etmesi için tüm benliğimle hazırım.. Bir yıl boyunca geçmişteki zaferlerimi hatırlayarak yaptığım meditasyonlarla kendimi bir kaç level daha gelişirdim.. Çorapla 6 metreden zımbaladığım, Ayağımla fırlatığım terlikle aynı anda üçünü vurduğum, gözlerim kapalı havada tek elimle defalarca imha ettiğim zavallıların hepsi bana bu yıl için de ilham oldular.. Hiç bir sinek ilacını kullanmadan tamamen kendi öz silahlarımla bekliyorum! Bu kan emicilere lezzetli kanımla beslenme şansını tanımayacağım.. Çünkü bir sivri sineğin vücudumdan alacağı bilmem kaç miligram kan, belkide beynimdeki kılcal damarlar arasından süzülürken Altın Çağ' ı başlatıcak bir buluşa dönüşecek! ya da en kötü ihtimalle Monica Bellucci'yi daha gerçekçi hayal etmemi sağlayacak..


{Şimdi bu müzik: war! }Bu sivri sinekler benim hayallerimi, buluşlarımı çalıyorlar.. İzmirde yaşarken zaten 'Yakarca' denilen hayalet bir ırkla yaptığım savaşı kaybetmiştim.. O topraklardan sürüldüm.. Benden çaldıkları hayallerle kimbilir ne bakteriler yarattılar.. Şimdi bu topraklar benim! ve Krallığıma davetsiz gelen her canlıyı yokederim.. İşte bu benim kan davam.. Savaş başlasın !  

imza RobeDeChambre..




{ müzik: kahramanlara } Bu yazı, İnsan ve Sivri Sinek ırkları arasında asırlardır süre gelen savaşlarda, hataylarını yitiren, yaralanan, hayallerine ve kanatlarına veda eden tüm kahramanlara ithaf edilmiştir.
kahramanlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sana kalbim kadar köşeli, dikdörtgen, bu kutucuğu ayırdığım için bana teşekkür ederim..