31 Aralık 2010 Cuma

Tik Tak Tik Tak... !!! Allegory

Zamanla problemim var.. Anlaşamıyoruz.. Zaman ve ben farklı dünyalara aitiz..
Ben daha 24saate ayak uyduramazken, O yılları şaka gibi sıralıyor.
Özel günlerimizi de bu yüzden hep sıkıntılı karşılarım.. Ben onunkine hiç önem vermem ama o benim doğum günümü hep hatırlatır.. Hep kendi doğum gününde, kutlamak zorundaymışım gibi bütün dünyayı ayaklandırır..
Oysa onun benden beklentileri olduğu gibi benim de ondan beklentilerim var.. sonuçta bir ilişki karşılıklı özverilerle yürütülebilir değil mi.. ??Mesela benim için biraz daha yavaşlayabilir.. Hatta bazı özel 'an' larda durmasını bile isterim. Az da olsa, ışık hızıyla geçmesini isteyeceğim anlar da olacaktır.. Ara ara geçmişe götürmeli beni.. Sonuçta aramızda onca yaşanmışlık var, benim için bunları yapabilmeli..
Ben dolu dolu yaşamak istiyorum, mümkünse de sonsuza kadar. Eğer Zaman ondan beklentilerimi yerine getirirse, ben de söz veriyorum ki kol saati kullanacağım.. Sık sık kolumdaki saatten ona bakacağım. Geri kalmasın diye onunla sürekli ilgileneceğim, onu kontrol edeceğim. Günümü, yapıcaklarımı yani herşeyimi ona göre planlayacağım. O'nu kaçırma kaygısı yaşamadan, ilişkimizi daha huzurlu yürüteceğim.. Düşünüyorumda aramızdaki her şey olması gerektiği gibi olsaydı; daha fazla uyuyabilir, daha çok okuyabilir, istediğim kadar çok izleyebilir.. Dünyadaki her yeri görebilir, bütün dilleri öğrenebilirdim... O biliyor, ben çok yönlü biriyim. Aynı anda çok şey yapmak,üretmek isterim. Resim, müzik, fotoğraf, tiyatro.. yazmak araştırmak, Sosyalleşmek... Ama o zaman yok mu o zaman... Ne hoyrattır O! Bana bunların hiç birini yapmam için fırsat tanımıyor.. Bırakın bu hobbylerimi yapmayı, yaşamam için gerekli hiç bir işi rahat rahat yetiştiremiyorum. Hep bir acele, bir stres içinde yaşamaktayım. Ben ona uygun biri değilim. Belki de benden daha iyilerine layıktır. Ama ne onunla ne de onsuz olmuyor...

Zaman, lütfen beni biraz anla.  Herşeye rağmen seninleyim benim güzeller güzeli sonsuzluğum...
Yeni yaşını kutluyorum. Mutlu yeni yaşlar diliyorum zamanım...
Daima birlikte, tik tak tik tak...

NOT: Hayatım, bu sefer evde olalım tamam mı? Gereksiz gürültü, bir ton saçma insan yığınına ve saman alevi eğlencelerine tahamül edemiyeceğim..

RİCA: ms2009. yaşında fıstık gibiydin gerçekten ama ne olduysa ms2010. yaşgününde saat tam 00:00 da Külkedisine dönüştün. Amanın neydi o öyle.. Sayende ben de kabağa dönüştüm. Bütün bir yıl senin Külkedisi halini çekmek zorunda kaldım. Senden ricam, nolur bu sene de acayip, gudubet bişeye dönüşme! Saat tam 00:00 şimdiye kadarki en iyi atışını yap! Gözlerimi açtığımda karşımda Prensesimi görmek istiyorum.. Şaşaalı,gösterişli hayatımıza kavuşalım. Hadi Kurtar şu bal kabağını!!
Vakit Nakittir yawrum! Show your best shot!! alegorik aşkım...




bir gün olsun unutunca dışında kalıyorsun..
oysa seni düşününce içime sığmıyorsun 
zaman zaman zaman zaman ah o zaman.. :p






ekşi sözlük:
''e =mc2 ile olayını kaybetmish saadece bulushma olayini vb. gibi olaylari organize etmeye yariyan abuk anlamsiz araç'' 
''son kullanma tarihlerinin varolu$ sebebi..''

hmmmmm o zaman!!

28 Aralık 2010 Salı

Ülkemde Başarılı Olmak! Fizy'den alıntıdır

Söylemek istediğim çok şey var  (Bol Küfürlü)
bkz..

28/12/2010 - 5.07 pm
selam, hoşgeldin,
yalnızca 2 dakikanı ayırabilir misin? çünkü özet geçmeyeceğim.
biz fizy ekibi. seni çok seviyoruz. ve sana minnettarız. sayende büyüdük, buralara kadar geldik. 700 bin günlük tekil ziyaretçimiz oldu. sen de onlardan birisisin. çok teşekkürler.
son 6 aya oranla %400 büyüdük. senin sayende birçok ülkenin dev gazetelerinde, büyük kanallarında ülkemizden, türkiye'den övgüyle bahsettiler. harika değil mi? hepsi senin sayende.
seni üzmemek için fizy üzerinde hep az reklam gösterdik. hep senin ihtiyaçlarına önem verdik. küçük ekibimizle, sadece 3 kişilik ekibimizle (evet 3 kişiyiz) yüksek efor sarfettik. sana hizmet ettik. ve sayende buralara geldik. gerçekten teşekkürler.
dünya'nın en prestijli internet ödüllerinden mashable awards'da ilk 5'e kalarak finalist olduk. bize orada da destek verdin. ülkemizden, türkiye'den daha önce hiç bir sitenin finallere kalamadığı mashable ödüllerinde bugün ilk 3'e kaldığımız ve dev ödül töreninde ülkemiz adına 6 ocak'ta ödül alacağımızı öğrendik. ödül törenine apple, facebook, yahoo, google gibi dev şirketlerin yöneticileri de katılacak. orada o ödülü gururla alacağız. hepsi senin sayende. gerçekten teşekkürler.
derecemiz ne olursa olsun, kaçıncı olursak olalım, last.fm, pandora gibi dünya devi markalarla birlikte yarışğımız oylamada alacağımız ödülü sana armağan ediyoruz. çünkü onu "sen" hak ettin. onu türk internet kullanıcıları hak etti. türk olduğumuzu her platformda ortaya koyduk. türklerin de başarılı projeler yapabileceğini göstermek istedik. insanların gözünü sen üzerimize çektin. senin sayende sorumluluğu öğrendik.
ardından rakiplerimiz geldiler. çoğaldılar. hepsi müzik piyasasına milyonlarca dolar ödediler. reklam harcaması yaptılar. üyelerine birşey verdiler, karşılığında para aldılar. kar ettiler.
ama seni fizy'den alamadılar. başarılı olamadılar. milyonlarca dolar harcamaya rağmen 3 kişilik ekibe karşı başarılı olamadılar. hepsi senin sayende.
bazı büyük gruplar fizy'nin kapanması için baskı kurdular. yabancı sitelere dokunmayan telif hakkı sahipleri, şahıslar; yurt dışında da ülkesini başarıyla temsil eden bir "türk" sitesinin yayın hayatını bitirmesini istediler. kendi ülkelerinden çıkan uluslararası başarı yakalamış bir site için "x sitesi varken ona ne gerek var" diyerek kendi başarısızlıklarını kapatmaya çalıştılar. ve şu an bunu başardılar. ya da kısa bir süre için başardıklarını sanıyorlar.
buraya kadar normal. normal olmayan ise mü-yap başkanı bülent forta'nın açıklaması. onun açıklamasını okuyana kadar bu açıklamayı yapmayı düşünmüyordum bile.
bülent forta'nın açıklamasından alıntı
"fizy ile bu karardan önce 7 ay içinde 20'ye yakın toplantı yaptık. 5 ayrı iş planı sunduk. ama kendileri hiçbir plana yanaşmadılar." "fizy bize, şarkıları 100 liralık kullanırız ama 5 lira öderiz diyorlar. bunu asla kabul edemeyiz."
bülent forta'nın açıklamasından alıntı
bu yazıya vakit ayıran çok değerli türk internet kullanıcısı,
biliyorsun fizy'de ziyaretçi memnuniyetini ön planda tutmaya çalıştık, çok reklam almadık. buna rağmen açıldığımız hafta itibariyle mü-yap yetkilileri ile yasallaşmak için görüşmelere başladık ve sözleşme yaptık. telif hakkımızı her ay ödedik.
geçtiğimiz günlerde sözleşmemizin yenilenme tarihi geldiğinden bülent forta ve ekibiyle birçok kez toplantı yaptık. "ödediğiniz fiyattan artık hizmet veremeyiz, yeni fiyat bu" dediler. tamam dedik. fiyatı katlaya katlaya arttırdılar. buna rağmen tamam dedik. ardından 2 şart daha sundular. tam verdikleri 2 şartı da kabul ettiğimizi söyleyecektik... ki..
telefonlarımıza çıkmadılar. maillerimize dönmediler. vakit geçirdiler..
sonra bir gün çıktılar. verdikleri 2 şartı da kabul ettiğimizi söyledik. tamam biz size yönetim kuruluyla konuşup dönelim dediler.
ve yine telefonlarımıza çıkmadılar. maillerimize dönmediler. vakit geçirdiler..
sonra bir gün yine çıktılar. yönetim kurulu verdiğiniz teklifi kabul etmedi dediler. (tüm yazışmalarımız kanıt niteliğinde mahkemeye sunulmak üzere saklanmaktadır. bu yüzden şu an için burada paylaşamıyorum. ama mahkeme sürecinde zaten hepiniz kanıtlardan haberdar olabileceksiniz)
burada dikkat etmenizi rica ettiğim bir husus var. "yapmış olduğunuz son öneri yk (yönetim kurulu) tarafından uygun bulunmadı" cümlesi.
lütfen dikkat! teklifi yapan mü-yap mıydı? biz miydik? biraz kafanız karışş olmalı değil mi? :)
biz her şarta rağmen "mü-yap'ın yaptığı" teklifi kabul eden tarafız. bunun üzerine avukatlarımızı da yazışmaya dahil ederek 13 ve 14 aralık 2010 tarihli yazışmalarımızda acil anlaşmak istediğimizi, tekliflerini zaten daha önce kabul etmiş olduğumuzu anlatan mailler attık. (bunlar da duruyor)
telefonlarımıza çıkmadılar. maillerimize dönmediler. vakit geçirdiler. ama bunu zaten yukarıda söylemiştim, biliyorsunuz.
neden sürekli oyaladılar diyorum biliyor musunuz? çünkü ortada 3 gün içerisinde yanıt verilmesi gereken ihtar vardı. biz bu süre zarfında ihtar süresi geçmeden itiraz etmek istedik. ama kendilerine ulaşamadık.
bunun üzerine bülent forta'nın açıklamasını neye dayanarak yaptığını, bir hukuk devleti sınırları içerisinde nasıl doğru olmayan beyanat verdiğini, bu gücü nereden (?) aldığını, ortada birşey yokken fizy gibi uluslararası bir projeyi nasıl kapattırabildiğini anlamakta güçlük çekiyorum.
avukatlarımız sayın gökhan ahi ve sayın erdem türkekul bahsi geçen durum hakkında biraz önce itiraz dilekçemizi verdiler.
legal olan bir siteyi kapatan, sözleşmesi bulunan ve telif ödemelerini "faturalı bir şekilde" meslek birliklerine yapan, türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde herşeyi kayıt altında olan bir "limited şirkete" ait web sitesinin bu şekilde kapatılmasına sebep olan bazı kişilerin "görevi kötüye kullanması" konusundaki yorumlarını telif ödediğimiz sanatçıların ve kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
saygı ve sevgilerimle,
ercan yaris - kurucu

27 Aralık 2010 Pazartesi

Fransa' da Doğdu Kayınpederim oldu

Ben evlilik karşıtı bir adam oldum yetişkin oldukça.. yirmili yaşları bitirmeme az kaldı ve her geçen gün bana daha uzak geliyor.. Tam tersi olması lazımdı, yaş ilerledikçe ısınmaya başlamalıydım ama olmadı, olmuyor.. Hala çocuklara mesafeliyim. (çocuklu adam sexy görünebilir o ayrı. Tabi sadece fotoğraf olarak) Yüzük sevmem ve korkarım. Şimdi size Nostradamus'un bile yapamadığı bir kehanette bulunuyorum. Hem de nokta atışı,garanti.. Ladies and gentlemens, evlenirseniz 100'de 100 boşanıcaksınız.. Bu yaşadığımız çağın gen haritası gibi. aksi imkansız. Şuan siz bu yazıyı okuyabiliyorsanız, demek ki benim gibi şehir insanısınız. Şehir yaşantısı demek, savaşmak demek. Bu savaşta kayıp vermek demek. Teknoloji ve Kapitalizm 'İnsanı' da upgrade etme ideolojisiyle işliyor. Zaten burjuvazinin de temeli buna dayanır. Hiç bir insan ailecek upgrade olamaz. Her kişi tek başına gelişebilir. Etrafındakilerle her zaman aynı teknolojide olmazsınız. Bu da kendinden başka bir dil konuşan birisiyle sohpet etmeye benzer. Saçma. Bu durumda sadece body language geçerlidir. Sadece bu da bir evliği yürütmeye yetmez.
Herşeye rağmen, bu akşam arkadaşım Donnatello ile eğlenerek izlediğimiz 'yok böyle dans' yarışmasında Pascal nouma'nın kızını görünce evliliği bir an düşündüm. Sadece marjinallik olsun diye Noumanın kızıyla evlenmeyi istedim. Kayınpederim Pascal demek için. 'Baba kalk bi rumba yapalım!' diyebilmek için. Halısaha maçlarına sevgili babacığımı götürerek hava atmak için.. 'Siyahi bi ırktan nasıl bir çocuğum olur ?' deneyini yapabilmek için. Farklı renklerin dostça mücadelesi için... Fransızca da öğrenirdim hem. Gördünüz mü? kendi 'upgrade'imi düşünerek bir evlilik hayali kuruyorum. Ben bir cyborg oldum.. zaten siz hayli hayli oldunuz.. Tanrım, daha kızın adını bile bilmiyorum. (aşk'dan hiç bahsetmemem evlilikle hiç bağdaştırmamamdandır.)

Bilim adamlarının bir bakteriye 90gb bilgi yüklenebildiğini duydunuz mu?
Peki korktunuz mu?

26 Aralık 2010 Pazar

Nymphler

Neyi kiminle paylaştığınız çok mu önemli ? Ya da kiminle neyi.. ??
Size bazı anlar sunan şehvetli nymphler var.. Siz ise o anları başkasıyla yaşama arzusundasınız.. Aç değilseniz, unutulmaz anlar için, ödün verin.. Ama açlıktan da ölmeyin ;)
o kadar da değil. Tüketmek için yaratıldık nihayetinde. Kendimizi tüketmedikçe...
Ben mi? evet, içim biraz kıyıldı gibi.. Gidip abur cubur alıcam.. şşş!

25 Aralık 2010 Cumartesi

nası yapsak?

Bir şeyler yazarken kendi kimliğimden uzaklaşıyorum. Burada da okuduklarınızın gidişatı öyle olacak.. Hepsini süzgeçten geçirip, biraz gerçeküstüyle çarpıp size sunuyorum.. Yaş erdi çünkü biyerlere.. Belli etmesem de çekindiğim çok şey var.
Benim, okur da hayatımdakiler üstüne alınır mı diye dizginlenmiş yazılarım, kimliğimi gizliyemiyecek kadar da kendimi kullanmaya meğilim var..
Ortaya çıkan adamın bu kadar sessiz ama bi okadar da çok bilmiş olmasının sebebi, bazı konularda cömertce tecrübe edinmiş olmasındandır..
Çişim var.. sizin? o zaman öpüşelim.

RobeDeChambre..

Aşı Tuttu




Aşı Tuttu.. Bakteriler birbiriyle karıştıktan sonra doğru uyum sağlandı.. Hormonlar sadece onu düşününce bile endorfin salgılıyor.. Şartlar da birlikte zaman atlamaları yaşamaya müsait.. Hayalindeki tüm fantazilerine aday.. En yakın arkadaşlarını unutturmuş.. Kendi kendine bile onu anlatmayı bitiremiyorsun.. Kusurları da seninkiler gibi.. Gülüyorsunuz.. İştahlı bakışıyorsunuz.. Avuçların sızlıyor tenine yaklaştıkça.. Nefesini tutuyorsun o tutunca.. Refleksleriniz paralel.. nabzınız tek.. her salgısına bağımlısın.. ılıklığında huzurlusun.. sesi seni doyuruyor.. enerjisini hissediyorsun.. soluğu ürpertiyor.. ruhu içine akıyor..
O senin.. Her istediğinde senin.. aşı tuttu.. kana karıştı..

RobeDeChambre

We r in Hell

Artık herşey mübah arkadaşlar.. hiç bir dejenereden rahatsız olmamıza gerek yok..
Dünya denen organizmanın bozulabilecek neresi varsa bozulmuş bulunuyor.. toparlanması imkansız.. Buzulları geçtim artık.. Atmosfer de olağan.. toprak,besinler,su,hayvanlar... aklınıza gelebilicek her şey.. 'FORMAT C' yapmış gibi, hızla eriyor gibi bozuluyor.. tamir edebilicek hiçbir güç yok.. Birbirimizi yok etmeden, savaşlarda telef olmadan önce nekadar vaktimiz var bilmiyorum ama çok değil... Işık hızıyla ne yapmak istiyorsanız yapın! uzak yüzyıllardan bahsetmiyorum. Bir insan ömründen daha kısa bir sürede herşey değişecek.. Kısa yoldan yaşanacak ne varsa, saldırın.. we r in hell.. bunu bilin de sonra son dakkada şaşırmayın, ortalıkta panik havası yaratmayın..soğuk kanlı olun..
Beni de yapacaklarım için kimse yargılamasın.. yargılanacak vaktim yok! çekilin çekilin..

RobeDeChambre..

Chocolate Bunny from Blink on Vimeo.

24 Aralık 2010 Cuma

Koynunda Kral Besleyenler!



UYARI: Her durumda geçerli olmayan sözler var.. Bazı kadınlar koyunlarında Kral besledikleri için kaybederler.. Bu durumun yaratıcağı tahribat, yılanınkinden daha yıkıcı olacaktır.. Hanımlar, koynunuza aldığınız herkesi beslemeyin bence.. çünkü bütün erkekler aslında aynı değildir.. Kral ve yılan olmayanları bulma serüveninde hepinize bol şans, az tahribat diliyorum..

not: Bazı kral kobralar var ki... işte ozaman hiç şansınız yok.. felç!

RobeDeChambre

Kıyas Kabul Ederim..

Yeni bir düzenlemeyle.. daha çok yazılı, daha az görselli bir blog başlangıcı yapıyorum.
Düzenli olarak tumblr kullanmaktayım. Orada bir hayli fazla takipçiye ulaşıyorum. Buna rağmen daha nezih olacağını düşünerek bu sayfamdan da paylaşımlarıma devam edicem.
Tumblr ergen kızların ağlama duvarı olmaya daha yatkın.. ancak görsel havuzunda kaybolmak mümkün.. blogger ise daha kullanışsız ama daha nitelikli yazarlara sahip.
Öhömmm, sonuç olarak kendimi burda da görmek istedim.

RobeDeChambre

*televizyonu kapatmiyacağım, sabah da telefonlarımı açmayacağım..